Kapadokya Krallığı Hakkında Bilgiler
- Nisa İnce
- 10 Şub
- 2 dakikada okunur

Kapadokya Krallığı'nın Tarihçesi
Antik Persçede (Eski Farsça) "Güzel Atlar Ülkesi" anlamına gelen Katpatuka zamanla "Kapadokya" sözcüğüne evrildi. Antik çağlarda at yetiştiriciliği ile ünlenen bölge, artık bu isimle anılmaya başladı. Dünyada eşi benzeri bulunmayan bu coğrafya, benzersiz doğal yapıları ve yeraltı şehirleri ile birçok efsaneye konu oldu, hakkında pek çok masal ve hikâyeler anlatıldı. Geçmişten günümüze dek bölgede 11 temel halk yaşadı (Hatti, Hitit, Asur Frigler ve Luviler, Persler, Makedonlar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Osmanlılar, modern Türk halkı). Hepsinin de dili, kültürü, ruhu ve hikâyeleri Kapadokya'yı eşsizleştirdi.
Anadolu'da bulunduğu konum itibariyle birçok devletin sınırlarına dâhil edildi. Peki birçoğumuzun tarih derslerinde hiç duymadığı Kapadokya Krallığı gerçekte var mıydı? Bu fikir kulağa peri masallarını andıran mitolojik bir hikâye gibi gelse de tarihte bu krallık, M.Ö. 4. yüzyılda Büyük İskender liderliğinde Pers İmparatorluğu’nun fethedilmesiyle birlikte kuruldu. İskender’in ölümüyle birlikte coğrafya yerel yönetimlerin kontrolüne geçip bağımsızlığını ilan etti. Kapadokya o güne dek pek çok farklı devletin bir parçası iken tarihte ilk ve son kez tek başına bir krallık oldu. Kapadokya Krallığı’nın kurucusu olarak hâliyle ilk hükümdarı da olan I. Ariarathes, Pers soylularından biriydi. Pers kökenli bir kral olarak, hem yerel halkın hem de eski Pers yönetici sınıfının desteğini kazanmayı başardı ve böylece bağımsızlığını ilan etti.
I. Ariarathes’in çoğu kraldan farkı, yeryüzünde bir krallık kurmasının yanı sıra yer altının da kralı olmasıydı çünkü Kapadokyalılar, hem yeryüzünde hem de yer altında yaşayan şehirler inşa eden farklı bir topluluktu. Yer altı şehirleri ve doğal mağaralar, halkın günlük yaşamında önemli bir rol oynardı. Bu yapılar, hem savunma hem de ikamet amacıyla kullanıldı. Bu yer altı şehirlerinin içinde barınaktan su kanallarına, mutfaktan toplantı alanına birçok bölüm bulunuyordu. Şehirlerde Pers etkisi altında kalan saraylar ve tapınaklar, Helenistik dönemde Yunan tarzı süslemelerle birleşmişti. Yerel taş işçiliği ve volkanik kaya yapılarının oyularak kullanılması, Kapadokya’nın mimari mirasını oluşturdu. Krallığın erken döneminde Persçe (Eski Farsça) ve yerel Anadolu dilleri yaygındı. Helenistik dönemle Yunanca önem kazandı ancak yerel halkın büyük bir kısmı geleneksel dillerini kullanmaya devam etti.
Kapadokya Krallığı ve Roma İmparatorluğu
Kapadokya halkı dini açıdan da büyük çeşitliliğe sahipti. Pers Zerdüştlüğü ve Helenistik dönemde Yunan tanrıları büyük önem taşıyordu ancak yerel Anadolu tanrıları, özellikle doğa ve bereketle ilgili olanlar, halk arasında uzun süre etkisini korudu.
Kapadokya Krallığı, Roma İmparatorluğu'nun yayılmasıyla gücünü kaybetti. M.Ö. 17 yılında, bir Roma eyaletine dönüştürülerek bağımsızlığını yitirdi. Birçoğumuzun belki de hiç duymadığı, duyanların da sadece efsane sandığı bu krallık, yaklaşık 300 yıl ayakta kaldı. I. Ariarathes, Kapadokya bölgesini siyasi ve kültürel açıdan şekillendiren ilk liderdi. Yer altına ve yeryüzüne aynı anda hükmeden bu kral zamanla tarihin tozlu sayfalarından nasibini aldı. Kurduğu krallık bir masal sanılarak akıllarda müphem bir efsaneye dönüştü...
KAYNAKÇA:
1. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı. Pers dönemi ve Kapadokya Krallığı. Erişim adresi: https://aksaray.ktb.gov.tr/TR-63613/pers-donemi-ve-kapadokya-kralligi.html (Erişim tarihi: 28.12.2024).
2. Wikipedia. Kapadokya Krallığı. Erişim adresi: https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Kapadokya_Krall%C4%B1%C4%9F%C4%B1 (Erişim tarihi: 28.12.2024).
3. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı. Nevşehir’in tarihçesi. Erişim adresi: https://korumakurullari.ktb.gov.tr/TR-89606/nevsehir.html (Erişim tarihi: 28.12.2024).
Comments