Gece Yarısı Kütüphanesi Üzerine

Yaşamınızdan yorulup pişmanlıklar içinde boğulduğunuz zamanlar oldu mu hiç? Matt Haig’in 2020 yılında yayımladığı Gece Yarısı Kütüphanesi isimli kitabı, tam da bu hislerle boğuşan Nora’nın hikayesini anlatmaktadır.

Gece Yarısı Kütüphanesi karakterlerinden Nora Seed, 35 yaşında ve bir müzik mağazasında part-time olarak çalışmaktadır. Geçim sıkıntısının beraberinde psikolojik sorunlarıyla da baş etmektedir. Hayatından vazgeçmek istediği bir anda kendini Gece Yarısı Kütüphanesi’nde bulur. İşte hikayesi tam da burada başlar.

Gece Yarısı Kütüphanesi, Nora’nın keşkelerinin bulunduğu ve “Acaba farklı bir tercih yapsaydım hayatımdan memnun olur muydum?” sorusunun cevabını bulduğu bir yerdi. Nora’nın tercihleri sonrasında yaşayacağı her hayat, birer kitap olarak onu bekliyordu. Ünlü bir yüzücü, rock yıldızı, felsefe profesörü, iyi bir anne, buzul bilimci ya da daha sakin bir yaşam. Kütüphane, Nora için sonsuz olasılıklarla dolu bir serüvene sahipti.

Gece Yarısı Kütüphanesi Simgesi

Nora’ya bu yolculukta eşlik eden kişi, eski okulunda kütüphaneci olan Bayan Elm’dir. Peki, Bayan Elm rehberliğinde Nora, keşkelerini göz önünde bulundurarak mutlu olduğu hayatı bulabilecek miydi? Yoksa yaşamış olduğu hayat zaten onun için mutluluğun ta kendisi miydi? Kitapta geçen şu cümle, bu sorunun cevabı niteliğindeydi:

“Kaçıp gitmek istediğiniz yerin, kaçtığınız yer ile aynı olduğunu görmek tam bir aydınlanma, hapishanenin ise bir yer değil, bakış açısı olduğunu anlamaktı. Nora, deneyimlediği, birbirinden apayrı hayatlar içinde, en köklü değişim hissinin ancak kaçıp gitmek istediği hayatta yaşanabileceğini öğrendiğinde bunun, öğrendiği en garip ders olduğunu anladı.’’

Peki, mutluluğumuz neye bağlıydı? İstediğimiz işe sahip olmak, hayalimizdeki evi almak veya tatile gitmek miydi? Bu gibi isteklerimiz gerçekleştiğinde mutlu olup istediğimiz hayatları mı yaşayacaktık?

Hiç fark ettiniz mi, isteklerimiz gerçekleşse de farklı pişmanlıklarımızın ortaya çıktığını? Aslında hayatımızın hep bir adım ötesindeyiz. Yaşadığımız her an, yaşayabilme ihtimalimizin olduğu her andan daha kıymetliydi. Şu anda kalmak, pişmanlıklarımıza farklı bakış açıları sunmak ve yaşamımıza sahip çıkmak, aslında mutluluğun anahtarıydı. Nora da yaşayabileceği farklı hayatları deneyimledikçe asıl gerçeği fark etti: Mutluluk başka hayatlarda değil, kendi iç dünyamızda gizliydi. Düşündüğümüz kadar kötü bir hayat yoktu; sadece karamsar bir bakış açısı vardı. Aslında içinde bulunduğumuz hayat her haliyle değerliydi ve mutluluğun kendisiydi. Pişmanlıklarımız sandığımız kadar kötü sonuçlar doğurmuyor, aksine hayatın doğal bir parçası. Bu pişmanlıklar içinde bulunduğumuz hayatı kötü yapmıyordu. Çünkü problemsiz bir yaşam yoktu ve mükemmel bir hayat yalnızca bir yanılsamaydı.

Nora’nın farkına vardığı bu gerçekler, aslında kitapta anlatılmak isteneni özetliyordu. Mutluluk, keşkelerinizi bir kenara bırakıp hayatı olduğu gibi kabul etmekte gizliydi. Bu bağlamda, kitabın ana temalarını anlatan bazı alıntıları sizlerle paylaşmak istiyorum. İşte Gece Yarısı Kütüphanesi’nin özünü anlatan birkaç cümle:

• “Keşkeler insanı ağırlaştırır. Her pişmanlık, üzerine yerleşen bir taş gibidir. Keşkelerden kurtulduğunda hayat, daha hafif ve yaşanabilir hale gelir.”

  
  

• “Mutluluk her zaman başka bir hayatta değildir. Bazen sadece bakış açını değiştirmek yeterlidir.”

  
  

• “Hayat, doğru kararlar almak ile değil, alınan kararların nasıl yaşandığı ile ilgilidir.”

  
  

• "İnsanlar tıpkı bir şehir gibiydi. Bazı kötü yönleri var diye bütün şehirden nefret etmiyordunuz. Şehrin sevmediğiniz yanları, birkaç tane tehlikeli ara sokağı ya da mahallesi olabilirdi ancak bir şehri yaşanır kılan, o şehrin iyi yönleriydi."

  
  

• “Bazen, öğrenmenin tek yolu yaşamaktır.”

Gece Yarısı Kütüphanesi, Nora’nın hayatı eşliğinde hepimizin yaşamına ışık tutuyor. Keşkelerimizi bir kenara bırakmak, bakış açımızı değiştirmek ve yaşamış olduğumuz anın kıymetini bilmek, belki de mutluluğa açılan kapının anahtarıydı. Kitap, pişmanlıklarınızla barışmak ve hayata karşı umudunuzun tekrardan yeşermesini sağladığı için okunmaya değer. Nora’nın hikayesi ve bu yolculukta öğrendikleri, uzun süre zihnimde kalmaya devam edecek.