Daha Huzurlu Bir Hayat İçin 5 Kural

Sarı Papatya

Huzurlu Bir Hayat İçin Yapılması Gerekenler

Hepimizin şikâyeti, kalabalıklar içinde çektiğimiz yalnızlık; kimsenin bizi anlamadığı düşüncesi ve beraberinde gelen huzursuzluk ve umutsuzluk hissi. Ben bu buhranın içinden alt paragraflarda vereceğim 5 madde ile çıkabilmiştim. Siz neden yapamayasınız?

• Sadeliğe önem verin: İnanın bana şaşalı bir yaşam, sürekli hareket dolu bir hayatın eğlence ve mutluluk getireceği yok. Süse püse kanmamalısınız. Sadelik, her şeyi daha iyi benimsemeni sağlar. Sadelik daha az yorar. Belki ışıltıyı seviyor olabilirsiniz ama nihayetinde ne demiş Oscar Wilde “Oysa herkes öldürür sevdiğini”. Sevdiğiniz ışıltı, sizden güç çalarak ışıltılı olabiliyordur belki. Sadeliği benimserseniz ışıltının direkt kendisi olursunuz.

• Not alın: Ne alaka dediğinizi duyar gibiyim ama bunu demeyin. Güvenin bana, not almak size iyi gelecek. Kafanızın içini müsvedde kâğıdı gibi kullanamazsınız. Not alırsanız kafanızdaki ağırlıkların belirli bir kısmını not defterinizde taşıyabilirsiniz, hem unutmazsınız hem de her dakika hatırlayarak, düşünerek kendinizi boğmazsınız. Hem öyle illa ki edebiyat yönünden de bakmayın. Not almanın inanılmaz yararları var. Demansı önler, hafızayı güçlendirir, analitik düşünme, planlama, tasarlama ve dizayn etme, problem çözme gibi başarımlar kazandırır.

  
  

• İstemeyin: Bir şeyleri istemeyin. Hayatınızın büyük bir bölümü istemeyerek yaptığınız, gönülsüz dâhil olduğunuz etkinliklerle dolu. Doldurmayın. İnanın gönülsüz gittiğiniz bir yerde olmaktansa evde boş boş oturup dört duvarla aşık atmak daha yararlı. Yani tabii yararlı değildir ama istememek çok büyük bir adım. Bunu başardıktan sonra her şey biraz daha kolaylaşıyor. Bazı şeyleri ne kadar çok istemezseniz istediklerinize daha hazır olursunuz ve enerjiniz kalmış olur.

  
  

• Deneyin: Sadece deneyin. Yeni etkinlikler, hiç tatmadığınız lezzetler, gitmediğiniz caddeler, görmediğiniz dehlizler. Hayatın, mutluluğun iyi olan her şeyin püf noktası bu maddedir. Bunlardan asla ama asla kayıpla ayrılmazsınız. Ya yeni bir tat keşfedersiniz ya da insanlara anlatabileceğiniz tecrübeleriniz olur. Öyle ya da böyle! Bir şeyleriniz muhakkak olur.

  
  

• Yapın: Bunlar ne boş maddeler yahu bunları herkes söyler zaten demeyin. Duyarım çünkü :) Ben size burada pozitiflik pompalamayacağım. Kişisel gelişiminize analitik katkılarda da bulunmayacağım. Yap derken, bir şeyler yapın, ne olduğunun bir önemi yok. Kalkıp evi süpürebilirsiniz, odanızı temizleyebilirsiniz, yatağınızı toplayabilirsiniz. Hatta daha da ileriye gidip odanızdan, evinizden ya da bahçenizden çıkabilirsiniz. Sokağınızdan öte sokaklara gidebilir, caddeler aşabilir, yollar ardında neler var merak etmeyi öğrenebilirsiniz. Kaçımız evimizin üç sokak üstünde ne var sahiden biliyoruz? Maddi imkânınız varsa küçük alışverişler yapabilirsiniz -çok da abartmadan-. Yapın işte, bir şeyler yapın, yani bir şekilde bu hayatta var olun, bir edat, bağlaç ya da tümleç değil, hayatın öznesi olun. Gölge gibi gizlenmek korkuluk gibi çakılı olmak size bir şey katmayacak.

  
  

  Aktif ol, bir şekilde bir yerlerde rol almak hayata karışmanızı sağlayacak. Hayat kendisinden ayrışanı yozlaştırıyor, siz bu sahnenin tozunu yutabileceğiniz bir mesafede kalmalısınız. Küçük fiiller sizi buhrandan, huzursuzluktan alıkoyarken aslında ne kadar maharetli bir insan olduğunuzu da size gösterecektir. Bana güvenin. İşe yaramazsa bana ulaşmayı da atlamayın :)

Huzuru Temsil Eden Bir Ağaç

Daha pek çok madde sayılabilir ama huzursuz biri 5’ten fazla maddeyi okumaz arkadaşlar, kendimden biliyorum, ben de okumuyordum. Sürekli yorgun hissettiğim zamanlar bir basit linke tıklamak bile mi ağır gelir insana? Ağır geliyordu. Ancak bir adım attığınızda, mesela o linke tıkladığınızda, giyinip kuşanıp evin kapısının ardına çıktığınızda devamı çorap söküğü gibi geliyor, buna inanın. İlla Amerika’yı keşfetmeye ihtiyacınız yok, kendi sokaklarınızı okusanız kâfi. Her zaman en iyisini yapmanıza da gerek yok. Bir şeyler yapabildiğiniz sürece en iyi olanı zaten yapıyor olacaksınız. Her şeyin geçici olduğunu da atlamayın. İnsanoğlu denen canlı bin yıllardır her koşula adapte olmayı başardı. Atalarımız buzul çağlarıyla, bizlerse hüzün çağlarıyla yaşamayı öğreneceğiz.

Mucize ile kalın…